Yedikleriniz Zehir Olmasın
Yedikleriniz Zehir Olmasın
Düşmanı midende ağırlama dostum
'Daha sağlıklı, en azından içinde ne olduğunu biliyoruz' dediğimiz ev turşuları aslında mide kanseri sebebi olabiliyor. Mangal ziyafetlerine de dikkat! Çünkü doğru bildiğimiz pişirme yöntemleri bizi daha sağlıksız bir sürece itebiliyor.
Kış geldi, en büyük zevkimiz sucuk ekmek mangal oldu. Kokusunun burnunuza geldiğinden eminiz. Hele ki kuru fasulyenin yanında yazdan kurduğumuz o turşular… Mis… Dayanamayıp hepsini hızlı hızlı yiyoruz. Hem de sıcakken! İşte bu noktada hayatımıza mide rahatsızlıklarımız giriyor. Başlarda hazımsızlık başlıyor. Sonrasında midemiz yanıyor. Midemiz yanmakla kalmıyor, bazen öyle bir ağrı geliyor ki iki büklüm kalıveriyoruz. Kendimden biliyorum, ne dik durabiliyorsunuz ne yatıp uyuyabiliyorsunuz. Ve hastanenin yolunu tutuyorsunuz. Doktor başlıyor, 'Endoskopi, kolonoskopi istiyorum' diye… En çok korkulan iki yöntem de onlar. Bir hortumla mideniz, bağırsaklarınız taranıyor. İçinizden parça alınıyor ve patolojiyle sonuçlarıyla birlikte tedavi süreciniz başlıyor. Turşuları, yanık etleri, yanık ekmekleri tüketirken; hızlıca yemeklerinizi yerken, sıcak çayları içerken bir anda sevdiğiniz tüm gıdalardan mahrum kalıyorsunuz. Düşünsenize midenize dokunacak diye salatadan uzaksınız, portakal yiyemiyorsunuz, kahve ve çaya 'Elveda' diyorsunuz. Tüm bunlara veda etmeden daha öncesinde biraz dikkat etsek, hiç bu tür sonuçlarla karşılaşmayacağız. Tedavisini layıkıyla yapan hastalar var olmasına var da, bunları uygulamayanlarda bir süre sonra olumsuz bir gerçek ortaya çıkıyor: Mide kanseri…
ABD'de ilk 10'a bile giremeyen mide kanseri Türkiye'de kansere bağlı ölümlerde ikinci sırada. düzenlenen 3'üncü Tıbbi Onkoloji Kongresi'nde konuştuğumuz Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Şuayip Yalçın, turşu, sucuk, hazır çorbalar, et suyu bulyonları ve tuzlu çekirdeğin kanser riskini artırdığını söylerken hızlı yemek yiyenlerin ise 5.4 kat kanser riski taşıdığını kaydetti. Peki mide kanserinde olduğu kadar diğer kanser türü ve hastalıklarda da ne yapmamız gerekiyor? Biz sorduk, Prof. Dr. Şuayip Yalçın yanıtladı.
Mide kanseri nasıl oluyor?
Mide kanseri yıllar içinde gelişen bir durum. Çok iyi tanımlanmış oluşum safhaları var. Ama her zaman aynı yolu izlemiyor. Biri kronik gastrit zemininde ilerliyor. Bir de midenin üst kısmından olan kanserler var. Onlar da son yıllarda sigara, obezite, reflü ile tetikleniyor. Uzun süre reflü ola ola kanser gelişiyor. Sigara içmeyerek, şişmanlıktan korunarak, beslenmeye dikkat ederek de mide kanserinden korunabiliyoruz. Endoskopik takip de şart.
Ülkemizde mide kanseri fazla mı?
Evet biraz fazla. Geleneksel yöntemlerimiz nedeniyle risk faktörü var. Batı toplumlarında yiyecekler buzdolabında saklanıyor, tuz oranları azaltılıyor. Bizde hala bazı alışkanlıkları değiştirmiyoruz. Sebze ve meyveyi az tüketiyoruz. Bu nedenle Batı'da az gözüken bu kanser türünü zaman içinde doğru alışkanlıklar kazandığımızda oluşma olasılığını azaltıyoruz.
Tarama yöntemleri yeterli mi?
Kolon kanserinde, meme kanserinde, prostat kanserinde, rahim ağzı kanserinde olduğu gibi tarama programı yapmak mümkün değil. Ancak yakınmalar çıktığı zaman tarama yapılıyor. Bazen de maalesef kanser mide mukozası altında sinsice yayılıyor. Endoskopiyle tespit de edilemiyor. Çok erken mide kanserleri endoskopide yanıltıcı olabiliyor. Endoskopi ve kolonoskopi hasta açısından korkunç yöntemler gibi geliyor. Daha farklı yöntemler çıkacağına dair öngörülerimiz var.
Kapsül endoskopi yöntemi çıkmış mesela.
İyi şartlarda yapılan klasik endoskopinin yerine geçmez. Kaliteden ödün vererek ilgili hastalarda kolaylık sağlayabilir. Ama bu işin altın kuralı iyi bir gastroenterolog tarafından yapılan endoskopidir. Endoskopiden de korkmaya gerek yok. Kişiler hazırlanıyor, uygun teknikle yapıldıktan sonra sorun çıkaran bir yöntem değil. Kolonoskopinin de yararı var. Aynı zamanda tedavi yöntemidir. Riskli lezyonları temizleyebiliyor hem de tanı koyuyor.
LAHMACUNA PİDEYE DİKKAT
Fast food konusuna da dikkat çekmeliyiz
Pidelerimiz, lahmacunlarımız... Arkaları yanık oluyor. Lezzetli olsa da denetlenmeli. Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeye gerek yok ama bunların da denetlenmesi gerekiyor. Fast food restoranları incelenmeli. Riskler belirlenmeli, usülüne göre pişirme yapılmalı. Onkologlarla, diyetisyenlerle birlikte risk haritası çıkarılırsa mide kanseri ve dolayısıyla diğer kanserler de önlenebilir. Her hastalıktan koruma sağlanabilir. Farkındalık olmalı ama korkuyla yapılmamalı. İnsanlar korkunca sizin mesajlarınızı alamayabiliyor. Herkesin mesajları verirken dikkat etmesi gerekir. Kişilerin bir kısmı mesajları istendiği gibi almak istemeyebilir. Bunlar konusunda çalışılmalı.
Çocuklarımıza da eğitim verilmeli aslında
Kesinlikle. Anne karnından itibaren onları korumalıyız. Hamile eğitiminde, çocuk eğitiminde beslenme konusunda hassasiyetle üzerinde durulması gereken bir konu. Çocukluk çağı obezitesi çok artıyor. Bizlerin, devletin diğer kurumların biraraya gelip çalışmalar yapması lazım. Uluslararası Kanserler Savaş Örgütü aktif olmayı vurguluyor. Yürüyebiliyor muyuz, sokakta oyun oynayabiliyor muyuz? Kişiler hareketli yaşamı da benimsemeli.
Sigara da mide kanserinde etkili…
Kanserlerin üçte biri sigaradan oluyor. Nargile, puro dahil kanserin sebebidir. Sigara içilmiyorsa yüzde 30 kanser riski düşüyor. Sigara içenlerin ortalama ömrü 15 yıl az. Sigara sadece kanser değil diğer öldürücü hastalıklara da neden oluyor. Kalp, damar tıkanıklığı, felç de yapıyor. Sigarayla savaş devam etmeli. Örnek ülke olduk ama hala sıkıntı var. Gittiğimiz yol doğru ama tatminkar değil. Sigara dışında çocuklara yönelik riskli yerler konusunda dikkatli olmak gerekir. Gençlerin gittiği yerlerde sigarayla ilgili önlemler alınmalı. Kişinin kendine değer vermesini sağlayacak önlemler alınmalı. Evde sigara içilmemeli. Rol modeller anne ve babalar. Lokantalar ve toplu yemek yenen yerlerin sahipleri belki müşterilerinin sigara içmelerine izin veriyorlar ama herkes pasif de içiyor. Sigara içmeyenlere de zarar veriyorlar.
Yaşam süresi uzadı
Mide kanserinde önemli gelişmeler yaşandığını kaydeden Prof. Dr. Yalçın, 'Türkiye'de önlenebilir bir kanser türü olmasına rağmen hala mide kanseri ön sırada. Sindirim sistemleri kanserleri arasında ikinci sırada yer alıyor. Yeni ilacı verdiğimiz tümörün küçüldüğünü, hastanın daha uzun yaşadığını gördük. Bu hasta eskiden 9 ay yaşarlardı. Şimdi 18 aya kadar yaşam süreleri uzadı. Yeni ilaca ek olarak yeni yollar keşfedildi. İki yeni ajan Türkiye'de deneniyor. Ot çöp ilaçlarından farklı klinik deneyleri kanıtlanmış, Avrupa'da, Amerika'da onay safhasına gelmiş ilaçlardır. Biz de artık seyirci değiliz. Bu çalışmaların içinde yer alıyoruz' dedi.
Kongrede konuştuğumuz Güney Koreli Prof. Dr. Jue Bang ise, sigaranın büyük bir risk faktörü olduğunun altını çizdi. Kanserle ilgili ilaçların klinik çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Bang, 'Mide ve sindirim sistemiyle ilgili çalışmalar yapıyor. Bir yıl içinde ne tür gelişmeler oldu. Kemoterapiyle hastaların risk oranları düşürüldü. Hastaların daha fazla tedavisinin olduğu ve yaşam süresinin uzadığı ortaya koyuldu. Ameliyat sonrası kemoterapi vermenin yararları ortaya çıktı' dedi.
Farkına varmadan midenize neler yaptığınızı bilseniz eminiz ki tüm yiyecek- içecek alışkanlıklarınızdan vazgeçerdiniz. Çünkü hemen hemen her gün tükettiğiniz yiyecekler ve içecekler sizi geri dönüşü olmayan yollara sokabiliyor. Uzmanlar, özellikle de geleneksel pişirme ve hazırlama yöntemlerini denetimsiz olduğu için zararlı buluyor. Mangaldaki yanık etler, kızarmış ekmekler; ev yapımı turşular, lahmacunlar, pideler dünyada ikinci ölüm sebebi olan mide kanserine davetiye çıkarıyor. İçilen sigara, alınan kilo ile gastrit ve reflüyle başlayan süreci midenin alınmasından, kemoterapiye, radyoterapiye doğru taşıyor...
TURŞU VE TUZ BÜYÜK DÜŞMAN
Fark etmeden midemize neler yapıyoruz?
Çok sıcak yiyip içerek midemizi, yemek borumuzu yakıyoruz. Hijyene dikkat etmiyoruz. Ortak hijyenik maddeleri kullanarak helicobacter pylori kapıyoruz. Reflü oluyoruz, çaresine bakmıyoruz. Tuzu fazla tüketiyoruz.
Hala tuz oranı düşmedi mi?
Maalesef düşmedi. İnşallah restoranlar tuzlukları kaldıracak ve bu da bir sisteme oturacak...
Mangal konusunda kafalar karışık. Zararlı mı gerçekten?
Mangal güzel ama uygun teknikle yapılmadığı zaman riskli. Ekmekte de aynı şey geçerli.
Uygun mangal ne?
Ateş güzel olmalı. Etin yanık olmaması, etin üzerine is gelmemeli. Yanma olmadıktan sonra ya da yanık yeri kesip attıktan sonra risk ortadan kalkar. Duman altında bırakmamalı etleri.
Turşu zararlı mı?
Turşu bizim ülkemizde vazgeçilmez. Güzel bir lezzet, hepimiz çok seviyoruz ama her gün her yemekte yenmemeli.
Evde yapılan turşu da mı zararlı?
Evde yapılan daha zararlı. Geleneksel yöntemler daha zararlı. Mide kanseri gıda sanayisinin gelişmesiyle Batı toplumunda azaldı. Daha az tuz kullanılıyor. Sanayi olduğunda bilimsel olarak yapıldığını kanıtlanmıştır. Evde yaptığımızı kim denetliyor? Herşeyi bireyler bilmiyor ki.
Hızlı yemenin bir etkisi var mı?
Doymayı geciktiriyor. Hızlı yerseniz doyma güdüsü gecikir. Hızlı yerseniz, yanık yerleri de yersiniz. Tuzu fazla alırsınız. Bu da mideye zarar verir.
Turunçgiller mideyi bozuyor diye biliyoruz
Asitli sebze ve meyveler gastritli hastalara sorun çıkarıyor. Haşlayıp yiyebilirsiniz. Miktarını az alırsınız. Bir mandalina yerine bir dilim, iki dilim mandalina yersiniz. Böylece sorun olmaktan çıkar. Birçok insan bir kilo mandalina, portakal yiyor. Fazla tüketmeye gerek yok.
Ne yesek, ne içsek şaşırdık. Her kafadan bir ses çıkıyor konu kanser olunca...
Korkmaya gerek yok. Her gıdayı dozunda tüketmek gerekiyor. Kanser korkusu çıkarıp da insanların hayat kalitesini bozmanın gereği yok. Ölçülü olmalıyız bu yeter bize.
AYŞE BEGÜM ÇELİKKOL