Çocuğum Yalan Söylüyor!

Yalan söylemenin çocuklarda zamanla davranış bozukluğuna dönüşeceğini belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Ayhan, “Eğer buna tırnak yemek, altını ıslatmak, kekemelik, tik, inatçılık, tembellik, saldırganlık, korkaklık, içe kapanıklık gibi bir veya birkaç davranış bozukluğu da eşlik ediyorsa durum ciddi demektir” dedi.

Ayhan, yalan söylemenin günümüzde ve toplumlarda özellikle de yetişkinlerde çok yaygın birdavranış bozukluğu olduğunu belirterek, söylenen yalanların ölümlere bile sebebiyet verebileceğini ifade etti.

Anne ve babaların, çocuklarında gördükleri bir davranış bozukluğunu, ruh sağlığının tehlikede olduğunu haber veren bir uyarı sinyali olarak görmesi gerektiğini belirten Ayhan, çocuğu suçlayarak veya baskı kurarak bunu gidermeye çalışmaması gerektiğini söyledi. “Ben nerede yanlış yaptım?” sorusuna cevap arayarak olaya yaklaşmalıdır” dedi.

Çocuklarda yalan söyleme alışkanlığının ilerleyen yaşamlarında önemli sorunlar doğuracağını belirten Prof. Dr. Halis Ayhan ebeveynleri bu konuda dikkatli olmaya davet ediyor, “Çocuk yalan söylemeyi yetişkinlerden öğrenir. Belki doğrudan değil, ama dolaylı yoldan çocuk yalanı yetişkinlerden öğreniyor. Telefona cevap vermeye giden çocuğuna, “Beni filanca sorarsa evde yok dersin.” diyen bir baba veya anne, dolaylı yoldan çocuğa yalan söylemeyi öğretmektedir. Yine okul yıllarında nasıl kopya çektiğini, bulduğu yeni kopya çekme usulleriyle öğretmenini nasıl atlattığını övünerek anlatan bir aile büyüğü, çocuğunu kopya çekmeye ve kolay yoldan not almaya özendirmektedir. Çocuk ilgi çekmek için yalan söyler. Yalan söyleyen çocuğun yaşına bakılır. Eğer beş yaşın altında ise, yalan söylemenin amacı kesinlikle aldatmak değildir. Yeterli sevgi alamayan veya gördüğü sevgiden emin olmayan, ilgi eksikliği yaşayan çocuklar dikkatleri kendi üzerlerine çekmek için hikâye uydururlar. Bu çocuklar, azarlanmak ve dayak yemek pahasına da olsa her çareye başvururlar. Yaramazlık yapan ve yalan söyleyen çocukların amacı anne babayı kızdırmak ve çileden çıkarmak değildir. Ancak, yaramazlık yapmalarına rağmen, yeterli ilgiyi elde edemezler ve sevildiklerinden emin olamazlarsa saldırgan bir kişilik geliştirmeye başlarlar” dedi.