Hava kirliliği insan sağlığını nasıl etkiliyor?
Kanada'da gerçekleştirilen araştırmada, gönüllü deneklerin şehirdeki kirli hava solutularak, toksinlerin genlerde ne tür değişkenlere yol açtığı anlaşılmaya çalışılıyor. Gönüllü denekler, bir hastanenin bodrum katındaki bir odada iki saat boyunca egzozlu hava soluyor. Soludukları hava da, hava kirliliğinin yüksek olduğu Mexico City ya da Pekin gibi şehirlerdeki kalitede.
Artan hava kirliliği
Hava kirliliği konusundaki endişeler son dönemlerde daha da artmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü, KOAH olarak bilinen kronik obstrüktif akciğer hastalıklarının, 2030 yılında erken ölümlerin nedenleri arasında üçüncü sıraya yükseleceğine dikkat çekiyor. Daha çok sigarayla bağlantılı olan bu hastalık, egzoz solumak başta olmak üzere hava kirliliğiyle de yakından ilgili. Gelişmekte olan ülkelerde bu yaygın bir risk. İngiltere'nin başkenti Londra'da bile, kirli hava nedeniyle yılda 10,000 kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
Kanada'daki British Columbia Üniversitesi profesörlerinden Dr. Chris Carlston ile Heremy Hirota tarafından yapılan araştırmada, kirli hava soluyan deneklerin akciğer dokuları incelenerek, hava kirliliğine yol açan maddelerin insanı nasıl etkilediği görülmeye çalışılıyor.
Epigenetik değişim
Profesör Carlston tarafınan geçmişte yapılan araştırmalar, kirli havayı iki saatliğine daha solumanın genleri etkilediğini ortaya çıkarmıştı. Bu, insanlığın yapı taşı niteliğindeki DNA diziliminde hiçbir değişiklik olmadan, gen sıralamasına kimyasal madde eklentisi şeklinde ortaya çıkıyordu.
Uzmanlar bunu epigenetik değişik olarak adlandırıyor. Çevre kirliliği, beslenme alışkanlıkları, stres gibi çevresel etkenler genlerin aktivitesini artırıp düşürebiliyor ya da hücrenin genlere bakışını etkileyebiliyor.
KOAH ve astım
Kirli havanın akciğer fonksiyonarını da olumsuz etkilediği artık kanıtlanmış durumda. Nefes alma güçlüğü kirli hava nedeniyle ortaya çıkabilir. KOAH ve astım hastaları için kirli havaya maruz kalma sonucu ortaya çıkacak nefes alma güçlüğü bir uyarı olarak nitelendirilebilir.
Profesör Carlsten, dünyadaki KOAH hastalıklarının en az yüzde 15'inin hava kirliliğinden kaynaklandığını belirtiyor. Astımla karşılaştırıldığında KOAH'ın ekonomik ve sosyal maliyeti çok daha fazla. Astımda solunum yolu tıkanıklığı ilaçla giderilebilirken, KOAH'da akciğer dokusundaki bağlantılar düzeltilemeyecek şekilde hasar görmüş konumda oluyor.
Hava kirliliğini önleme yolunda atılan adımlar henüz yeterli olmadığına göre, kirlilikten en fazla zarar görecek olanların tespit edilip onların tedavisine yoğunlaşmak ilk etaptaki çözüm gibi görünüyor.