Depresyon testi ne kadar önemli?
ABD'li psikiyatrlar 18 yaşını geçen herkesin depresyon kontrolünden geçmesi gerektiğini belirtirken, İngiliz bilim adamları bu kontrolün yüksek risk taşıyan bireylere yapılması gerektiğini söylüyor. Peki hangisi doğru?
Depresyon gelişen teknoloji, çalışma hayatında artan rekabet gibi bir dizi nedenle günümüzde sıklıkla görülen bir sorun haline gelmiş durumda. ABD merkezli Önleyici Sağlık Hizmetleri Merkezi, 18 yaşını aşan herkesin depresyon testine girmesi gerektiği açıklaması yapınca bir tartışma başladı. Merkeze göre doktorlar kendilerine normal bir muayene için gelen hastalara yorgun, üzgün ya da dikkatlerinin dağınık olup olmadığını sormalı. Merkez buna gerekçe olarak, ABD'deki depresyon hastalarının sadece yarısının tedavi görmesini gösteriyor. Buna ek olarak Dünya Sağlık Örgütü 2020 yılına kadar depresyonun dünya genelinde en fazla görülen ikinci sorun haline geleceği uyarısında bulunuyor.
Genel olarak bir testin hastalara uygulanması için, durumun gerçekten önemli, çok sık görülen, tedavi edilebilir ve testlerden elde edilecek sonucun olumsuzlukların önüne geçilebilmesine imkan vermesi gerekir. Ayrıca testlerin sorunu olmayan bir kişiyi sorunu var gibi göstermemesi gerekiyor. Bunun tam tersi de geçerli. Yani hasta birine sorunu yokmuş teşhisi konulmamalı. ABD Önleyici Sağlık Hizmetleri Merkezi, depresyon tespiti yapmak için uygulanacak testlerin bu kriterlere uyduğunu belirtiyor. Merkez, önleyici davranışsal terapi ve seratonin içeren bazı anti depresanların, bulguları azalttığını öne sürüyor.
Peki eğer 18 yaşını geçen herkese depresyon testi yapılması bu kadar iyi ise, İngiltere ve Kanada'daki uzmanlar neden sadece yüksek risk taşıyan kişilerin bu testlerden geçirilmesini söylüyor? Eğer söz konusu testler, "Geçen bir ay içinde kendinizi morali bozuk, umutsuz ya da depresif hissettiniz mi?" ve "Yaptığınız şeylere karşı ilginiz ve aldığınız tatmin duygusu eskisine oranla azaldı mı?" şeklinde iki basit sorudan oluşuyorsa, Amerikalılar haklı değil mi?
Peki çözüm ne?
Aslında herkesin depresyon testinden geçirilmesi çok mantıklı gelmiyor. Ayrıca bu testlerin iyi sonuçlar vereceğine ilişkin kanıtlar da yeterli görünmüyor. Üstelik bu testlerin riskleri ABD Önleyici Sağlık Merkezi'nin belirttiği kadar "az" değil. Testler sonucu depresif olmayan insanlara hata sonucu depresyon teşhisi konulması riski her zaman var. Ayrıca, kendi kendine çözüme kavuşturulabilecek orta şiddetteki sorunlar için gereksiz tedavi uygulanması sorunu da ortaya çıkabilir. Anti depresan kullanımının, artan doğum anomalileri ve özellikle 18 yaş altındaki gençlerde intihar eğiliminin artmasıyla bağlantılı olduğu araştırmalarda kanıtlanmış durumda. Bu nedenle gereksiz yere uygulanacak bir tedavi ve bu tedavide kullanılacak anti depresanlar, bu bağlantıya katkı yapmış olabilir.
Kanada Tıp Dergisi'nde yayınlanan bir makale, insanlara aynı tedavinin uygulanması durumunda, herkesin depresyon testinde geçirilmesinin bir anlamı olmadığını yazdı. ABD'de depresyonun daha yoğun şekilde tedavisi yapılsa da, sonuçlar önceden yapılan testlerin tedaviyi olumlu etkilediğine ilişkin bir kanıt bulunmuyor. Ayrıca, hastanın iyileştikten sonra yeniden depresif hale gelmesi olasılığı da her zaman bulunuyor.
ABD Önleyici Sağlık Merkezi son olarak depresyon testlerinin hamilelik sırasında mutlaka yapılması gerektiğini de tavsiye etmeye başladı. Merkeze göre, doğum sonrası sendromu da düşünüldüğünde bu testlerin yapılması daha da önem kazanıyor. Ancak bu mutlaka ve mutlaka doktor kontrolünde yapılması ve teşhisin doktor tarafından yapılması gereken bir test.
Depresyon tedavisi ve sanal yöntemler için tıklayın