Kardeşler arası ilişkiler nasıl olmalıdır?
Kardeşler zaman zaman birbirlerine "düşman" gibi olabilir. Ebeveynler olarak çocukların bu davranışları tetiklediğinizi hiç düşündünüz mü? İstemeden de olsa bu durum ne yazık ki zaman zaman olabiliyor.
Peki kardeşler arası ilişkiler nasıl olmalıdır?
Karşılaştırma: Bu tabii ki hiçbir anne ve babaya yabancı bir kavram değil. Ancak bilmeden bunu ne kadar çok yaptığınızı büyük olasılıkla fark etmiyorsunuz. Hemen göze çarpmasa da, çocuklarınızı birbiriyle karşılaştırmak sadece onların kendilerine güvenini zedelemez, aynı zamanda kardeşler arasında adeta bir "savaş alanı" yaratır. Karşılaştırmamak demek örneğin, hangisinin matematikte iyi olduğunu öne sürmemek anlamına geliyor. Onların birbirlerine "saldırmalarına" neden olabilecek ortamı oluşturmamanız gerekli. Yani bir çocuğun güçlü ya da güçsüz olduğu alanları kullanarak diğer çocuğunuzu motive etmekten kaçınmalısınız. Böyle bir karşılaştırma yerine, birbirlerinin özelliklerine değer vermelerine yardımcı olun. Birbirleriyle bir şeyler paylaşmalarını sağlayın.
Çocuğunuzun özelliklerine hoşnutsuzluk göstermeyin: Bu da aslında hep bilinen birşey, ancak anne ve babaların farkında olmadan hoşnutsuzluk gösterdikleri de bir gerçek. Yani bir çocuğunuzu sürekli olarak diğeri gibi olmaya zorlamayın. Çocuğunuzun akademik sorunlarını anlıyor musunuz? Onların sporla ilgili yaşadığı sorunlara nasıl bakıyorsunuz? İçinizden onun bir mühendis olmasını mı istiyorsunuz? Eğer bu sorulardan birine küçük bir "evet" diyorsanız, o zaman bir adım geri gelip, Allah'ın onlara bahşettiklerine şükretmelisiniz. Toplum zaten çok sayıda birbirine benzeyen insan yaratılmasını sağlıyor. O nedenle her çocuğun farklı bir yeteneğinin olduğunun bilincine varmalı ve çocuklarınıza ona göre davranmalısınız. Bu, kardeşlerin birbirlerine daha da yaklaşmasını ve birbirlerine bütünleşmelerini sağlayacaktır. Çocuklarınızın başarılı olabileceği alanları bulmalarına yardımcı olun. Belki müzik ya da resim kursları, tartışma grupları, ekip çalışması ya da herhangi bir başka etkinlik kendilerini bulmalarını sağlayacaktır.
Oyuncakları isimlendirmeyin: Küçükken birçoğunuzun sahip olduğu her şeyde adının baş harfinin bulunuğu günleri hatırlayın. Aileniz büyük olasılıkla size bir şey aldığında, kardeşinize de bir şey alırdı ve kavga edilmesinin önüne böyle geçilmeye çalışılırdı. Ancak bu uygulama aslında istenenin tam tersine neden olabiliyor. İsimlendirmeye ve sahipliği özendirmeye başladığınızda, kardeşler arasında çatışmanın köşede beklediğini göreceksiniz. Oyuncakları ya da sahip olunanları isimlendirmek, çocuğun hiçbir şeyi paylaşmayan birisi olmasının yolunu açabilir. O nedenle, eski uygulamadan mutlaka vazgeçmelisiniz. Çocuklarınızın oyuncaklarını ortak bir noktada toplayın ve "benim" değil, "bizim" demelerini sağlayın. Çocuklarınızın yaşı büyük ise karşınıza alın ve onlara sahip oldukları şeyleri paylaşmalarını istediğinizi anlatın.
Odalarını ayırmayın: Çocuklarınızın bir odayı paylaşmalarını sağlayarak onlara zarar vermiyorsunuz. Tam tersi onların bilikte yaşayabilecekleri bir ortam hazırlıyorsunuz. Çocuklar için belirli alanlar asla tespit etmeyin. Aynı odayı paylaşmak, paylaşma kavramını ve başkalarıyla birlikte yaşamayı küçük yaşta öğrenmelerini sağlayacaktır.
Ortak aktiviteler yaratmaya çalışın: Çocuklarınız tabii ki farklı aktivitelerde bulunacaklar. Ancak bu durum arkadaşlarıyla sosyalleşmelerini sağlayacaktır. Mümkün olduğunca çocuklarınızın birlikte katılacağı aktiviteler planlamak onları birbirine daha da yaklaştıracak ve birbirlerini anlamalarının yolunu açacaktır.