Gelişim Evrelerine Göre Çocuk Psikolojisi
Çocuk psikolojisi açısından çocukta kişilik gelişimini bilmek ve bu gelişimin nasıl bir yol izlediğini saptamak önemlidir. Kişilik gelişimini bilmek, kişiyi anlamak, tepkilerini anlamlandırmak açısından kolaylık sağlar. Kişilik pek çok kavramla eşanlamlı gibi kullanılmaktadır. Örneğin, karakter, mizaç vs. Oysa her biri farklı anlam içerdiği gibi, karakter ve mizaç, kişiliğin birer parçasıdır.
1-5 Yaş Arası Çocuk Psikolojisi
Çocuk doğduğunda tümüyle başkalarına muhtaçtır. Ona bakan, onu koruyan, doyuran birilerine ihtiyacı vardır. Bebek ilk ilişkisini annesi ya da anne rolündeki kişi ile kurar. Bu kişi ile ilişkisi daha sonraki nesne ilişkilerinin de temelini atacaktır. Anne ile çocuk arasında bir alışveriş doğar. Olumlu bir anne çocuk ilişkisinde çocuk annesini, doyum veren, onu rahatlatan, koruyan olarak tanır ve olmadığında arar. Çünkü onunla güvende hisseder kendini. Sağlam bir anne nesnesi oluşmuş ise çocuk, kısa bir süre annesinin gözden kaybolmasına dayanabilir. “Gitti ama gelecek “ diyebilir. Olumlu, tutarlı anne bu temel güveni oluşturabilir.
Fiziksel bakımı yapılsa da, yeterince sevgi, duygusal yakınlık görmeyen çocuklarda kişilik gelişimleri bu tutumlardan olumsuz etkilenir. Sağlam olmayan bir anne nesnesi, çocukta kaygı, dayanak arayışı ve sürekli kontrol ihtiyacına yol açabilir, güven duygusunun oluşmasını güçleştirir. Konuşma henüz gerçekleşmediği için istekler ancak ağlama, bağırma gibi tepkilerle ortaya konabilir. Bu tepkilerin anne-baba tarafından nasıl karşılandığı, bebeğin sonraki tavırlarında etkili olacaktır. Çocuk çevresinden gördüğü pekiştirmelere göre bir tutum belirleyecektir
1 yaştan itibaren bebeğin kas gelişimi hızlanmıştır ve ayağa kalkarak yürümeye başlar. Bu durum onun kendisini daha bağımsız hissetmesine yol açar. Artık çevre ile daha kolay iletişime geçer. Kendi ayaları üzerinde durabilmek, daha bağımsız hareket edebilmek, yeni deneyim fırsatı verir ona ve çevreyi tanımaya devam eder.
1.5 yaştan itibaren mesane kas kontrolünün gelişmesiyle de yeni keşiflerde bulunur. Çiş ve kaka kontrolü bu dönemde başlar. Çocuk isterse tutar, isterse bırakabileceğini öğrenir. Çocuk psikolojisine göre bu durumda çocuk, birbirine zıt iki istek arasındadır. Özerklik duygusu daha da artar.
İşte bu devrede kurallar, kurala uyma, uymama, karşı gelme davranışları gelişmeye başlar. İçinde bulunduğu çevrenin kurallarına göre bazı şeyleri yapmayı, (kakasını, çişini tuvalete yapmayı ) bazı şeyleri de yapmamayı, ( çişini, kakasını uygun yerde yapmak üzere tutmayı ) öğrenir. Tuvalet eğitimine başlama zamanı ve kullanılan yöntem kişilik gelişiminde önemli izler oluşturur. Zamanından önce başlamak ya da çok geciktirmek de, olumsuz olarak etkileyen yöntemlerdir.
Bu dönemde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, çocuğu, aşırı ve katı kurallar ile ezmemek, bununla birlikte sınırsız da bırakmamaktır.
Yürüme, konuşma ve tuvalet becerilerini kazanmış olan bu dönem çocuklarında aşırı baskı, utandırma, kişilik gelişiminde olumsuz etkiler bırakabilir, korkular ve kaygı geliştirmesine yol açabilir.
Bu dönemde çocukların korkularında farklılaşma ve artmalar görülür. Bu dönemdeki korkulara örnek olarak karanlık, köpek, şimşek, ani ses ve yalnız kalma v.s sayılabilir.
Unutulmamalıdır ki, duygunun doğrusu veya yanlışı yoktur. Çocuk öyle hissediyorsa, o öyledir.
Ancak duygunun doğru ve yanlış ifadesi olabilir. Çocuklar pek çok şeyi ebeveynlerinin tepkilerinden de öğrenirler. Özellikle duyguların ifadesi bu noktada farklı bir önem taşır.
3 yaşlarından itibaren öfke ve nedenleri daha çok sosyal olaylardır; örneğin bir akranla tartışma, bir yetişkinle denetim çatışması, bağımsızlık isteği gibi. Dürtülerin ortaya çıkışı engellenemez ama dürtüler eğitilebilir. Bu nedenle özellikle agresyonun kontrolü, kişilik gelişim açısından dikkat edilmesi gereken noktalardan biridir.
Bu dönemin en önemli konularından biri, özdeşim kurmadır. Anne gibi olmak- baba gibi olmak önemlidir. Anne- baba çok güçlüdür ve onlar gibi olma arzusu kaçınılmazdır. Bu nedenle davranış biçimleri taklit etmeler, belli rolleri üstenmeye çalışmalar görülür. Kendi bedeni, cinsel ayrılıklar, çevresindeki her şeyle ilgili öğrenme isteği de oldukça yüksektir ve giderek güven duygusu artar ve daha da özerkleşmeye başlar, dolayısıyla girişken davranışlar görülür.
Sosyal ilişkiler iyice gelişmeye başlamış, büyük olasılıkla anaokulu deneyimi gerçekleşmiş ve arkadaşlık ilişkileri aile içinde gündem oluşturmaya başlamıştır. Yapabilirlikler arttıkça güven duygusu pekişmeye başlar ve kendini gösterebileceği alanlar da giderek çeşitlenebilir. El becerileri de gelişmiştir ve yavaş yavaş ilkokula başlamak için gereken sosyal duygusal, zihinsel olgunluklar açısından gelişim basamaklarına hızla tırmanırlar.
Hayal gücü, oyunlarında eşlik eder, gördüğü, öğrendiği, duyduğu şeyleri, sözel olarak ifade edemedikleri her şeyi oyunlarında çok güzel yansıtırlar. Bu dönem içinde, ileriye yönelik olarak yaşına uygun kurallar belirlemek ve bunları takip etmek gereklidir. Çocuğun yaşına uygun sorumluluklar vermek ve bunları yapmasını beklemek, yapıldığı zamanları fark ederek ödüllendirmek, isteklerini doğru, kabul edilebilir biçimde ifade etmesi için özendirmek ve istenmeyen davranışları karşısında düşündürtmek ve çözüm üretmesi konusunda destekleyici olmak, çocuğun kişilik gelişimini olumlu anlamda destekleyecektir.
6-12 Yaş Arası Çocuk Psikolojisi
İlköğretim yaşının gelmesiyle birlikte, okula başlamak çocuk psikolojik gelişimi için önemli bir dönüm noktasıdır. Okuma-yazmanın öğrenilmesi ile birlikte bilgiye ulaşmanın yolları da öğrenilir. Çocuğun yaşamına bu dönemde başarı ve başarısızlık kavramları daha ciddi olarak girer. Öğrenme faaliyetlerinde cesaretlendirme, başarılarını fark etme ve övme, ödüllendirme, sorumluluk almaya teşvik etme, bu konuda yol gösterme, olumlu bir benlik algısının gelişimini kolaylaştıracaktır.
Başarılı oldukları bir alan mutlaka olacaktır. Başarılı deneyimler, çocuğa çalışkanlık duygusu, yeterlilik ve hâkimiyet duygusu yaşatacaktır. Bu dönemde yetersizlik ve aşağılık duyguları da görülebilir. Bu dönemde çocuktan yapabileceğinin üzerinde beklentiler oluşturmak ya da tam tersi, yapabileceğinden düşük beklentiler oluşturmak, çocukta yetersizlik, aşağılık duyguları ve düşük benlik algısına yol açabilmektedir. Bu durumdaki çocuklar, hiçbir konuda iyi olmadıklarını, diğerleri kadar başarılı olamayacaklarını düşünürler.
Bu durum onlarda çeşitli kaygıların gelişmesine de neden olabilmektedir.
6 yaş sonrasında da empati duygusu gelişmeye başlar ve bazı yaşantıların, davranışların karşısındaki kişiyi ya da çevresindeki kişileri nasıl etkilediğini daha iyi anlamaya başlar. Özellikle arkadaşlık ilişkilerinde bu beceri son derece işine yarayacaktır.
Bu yaş çocuğunun psikolojik gelişimi için sosyal aktiviteler, arkadaşlık ilişkileri giderek ön plana çıkmaya başlar. Anlaşmazlık ve sorun durumlarında daha önceki gelişim basamaklarında öğrendiği, pekiştirdiği davranış biçimlerine akranları ile oluşturduğu yeni tutumlar da eşlik edecektir. Arkadaş gruplarına kabul edilme ya da edilmeme, oyun kurabilme ya da oyun kuralına uyamayarak oyundan çıkarılma, onun kendisini sosyal açıdan konumlandırmasında da önemli rol oynayacak ve olumlu-olumsuz benlik algısı geliştirmesini etkileyecektir.