Çocuğa zorla yemek yedirmek
Bazı mutfak masaları yemek yemeyi reddeden çocuklar ve onlara zorla veya çeşitli kandırmacalarla yemek yedirmeye çalışan ebeveynler arasında geçen mücadelenin yaşandığı bir savaş alanına dönüşür.
Özellikle bebeklik dönemindeki küçük çocuklara zorla yemek yedirmek, esasında çocuğun doğrularını yok sayarak onu taciz etme etkisi yaratır. Çocuğa istemediği halde yemek yediren anne – babanın niyeti iyi olsa da, bu niyeti çocuğun ruh sağlığına ve çocukla aralarındaki ilişkiye zarar verecek şekilde ortaya koyduklarının çoğunlukla farkında değildirler. Rüşvet, tehditle yemek yedirme benzeri girişimlerin tümü, küçük çocuğun beden sinyallerinden kuşku duymasına, çoğunlukla o ebeveynle arasındaki ilişkinin yıpranmasına ve bunun tekrar tekrar yaşanması durumunda, çocuğun özgüveninin zarar görmesine neden olur.
Bazı hallerde bebekler ağızlarını kapatarak yiyeceği tamamen reddederler. Bebek bu reddedişi düşünerek ve kasıtlı olarak yapmamaktadır. Düşünce sistemleri henüz gelişmemiş olan bebeklerin bu davranışı bilinçli bir tercihin değil, beyin (amigdalada kayıtlı şablonların hipotalamusa tehlike sinyalleri göndermesi gibi)süreçlerinin bir sonucudur. Bu gerçeği bilmeyen çoğu anne (büyük bir çoğunluk), doğal olarak bebeğini iyi besleme iç güdüsüyle onu istemediği yiyeceği yemeğe zorlar. Hatta anne o kadar ileri gider ki, parmaklarıyla bebeğin yanaklarını sıkıp bebeğin ağzını zorla açar ve onu zorla besler. Bu durum aslında bebeğini beslemiş olan annenin kazandığı bir zafer gibi görünse de, aslında anne-çocuk ilişkisin gerilmeye başladığı çok yaygın yaşantılardan biridir.
Bebek açısından bakıldığında; başlangıçta kokusu ve sesinden onca insan arasından ayırt ettiği ve güvenle yöneldiği annesi tarafından varlığı tehdit edilmektedir. Çünkü bebeğin beyni, reddettiği besini “tehlike” olarak algılar. Dolayısıyla güvenmek amacıyla yöneldiği annesi ona tehlikeli bir şeyi zorla yediren biri olmaktadır. Annesinden uzaklaşan bebekte anksiyete başlar.
Bu durumun önüne geçmenin en önemli kuralı; bebek bir besini reddediyor ise, bebeğin besini reddetmesine saygı duyup onu vermekte ısrar etmemektir. Bebeğin beyni, bir besine renk, tat, doku ve kokusunu dikkate alarak yönelir veya reddeder. Örneğin meyve yemeyen bir bebeğe söz konusu meyve yoğurda bulanarak yedirilebilir. Bunun mantığı; beyindeki yaklaş-kaç sinyallerini kayıtlı şablonlara göre veren mekanizma aracılığı ile, bebeğin süte yani beyaza ve süt koku ve dokusuna benzer besinlere otomatik olarak yöneleceği düşüncesidir.
Bu gerçeği göz ardı eden ve yetişkin mantığına uygun bazı öneriler arasında; “yemek istemediği yiyeceğe zorla alıştırmak” ya da “aç bırakarak alıştırmak” sayılabilir. Bebeğin gerçeğinden bakıldığında bu önerilerin asla bir çözüm olamadıkları gibi mevcut krizi tırmandırdıkları görülür. Veya bebeğin söz konusu davranışları bastırılır. Bu durum ebeveyn tarafından “zafer” olarak algılansa da, bu bastırılmış davranışlar gelecekte farklı sorunlara neden olabilir.