Çevre duyarlılığının giderek arttığı günümüzde ekolojik ev konsepti giderek yaygınlaşıyor. Dünyanın önde gelen mimarları bugünün ekolojik evlerine imza atmaya başlayınca, ortaya ustalık gerektiren güzel yapılar çıkıyor.
Uzun yılların ardından Paris'te geçen yıl sonunda imzalanan Çevre Anlaşması'nın ardından 2016'nın "yeşilin" yılı olması bekleniyor. Çünkü çevreye duyarlılık artık öğlen yemeklerinden evlere kadar pek çok yerde giderek artıyor.
Fotoğraf: Torfi Agnarsson
Bu eğilim giderek mimaride de kendini göstermeye başladı. Aslında bir süredir mimaride var olan bu konsept, birçokları tarafından stil sahibi olmayan mekanların ortaya çıkması olarak yorumlanıyordu. Ancak mimarlar, ekolojik evlerin mutlaka kötü tasarlanmış yerler olmadığını yavaş yavaş göstermeye başlamıştı.
Ekolojik evler deyince artık sürdürülebilir birçok strateji belirlenmiş durumda. Bir dönem ekolojik ev denildiğinde çarpık çurpuk yapılar akla gelirken, şimdi futuristik villalardan, dirsekli evlere ve havuzlu stüdyolara kadar pek çok mekanı "yeşile" duyarlı olarak görebiliyoruz. Bu tasarımların ortak noktası, hepsinin yeni malzemelere, ışıktan elektrik üreten hücrelere ve etkili yalıtıma dikkat etmeleri.
Fotoğraf: Bruce Damonte
Üstelik bu tarz evlerin pek çoğu, birkaç dönüm üzerine kurulu ve sadece zenginlerin sahip olabileceği mekanlar değil. Bunların örnekleri, Almanya'nın Hamburg ve Çin'in Ho-Şi-Min kentlerinde görülebiliyor. Üstelik Avustralya ve Avrupa'nın bazı ülkelerinde geleneksel ekolojik evlerin ötesine geçen tasarımlar da artık hayata geçiyor. Çünkü artık sürdürülebilirlik çok önemli hale gelmiş durumda.
Fotoğraf: Kai-Uwe
Bu yıl dünyanın birçok yerinde daha "yeşil" ev sahibi olmak için kolları sıvayacak çok kişi var gibi görünüyor. Bu tarz ekolojik evlere yatırım yapmanın ekonomik getirisi ancak orta vadede görülebilecek. Ancak bu tarz mimarinin artırılması, inşaat maliyetlerini de düşürecek. Umuyoruz, ülkemizde de ekolojik ev konseptine yönelim gelecek yıllarda hızlı bir şekilde gelişecektir.