Kadınları Yüzde 25'inin Başı Ağrıyor

Baş ağrısı hayatımızın kalitesini bozan en önemli etmenlerdendir.Kişinin yaşam dengesini bozan,  sosyal ve çalışma yaşamını olumsuz etkileyen şiddetli baş ağrısı migren, her dört  kadından birinde görülüyor.

Acıbadem Ankara Hastanesi Nöroloji ve Ağrı Uzmanı Doç. Dr. Ali Kemal  Erdemoğlu,  Türk toplumunda hekime başvurma  nedenleri arasında en önde gelenlerden birisinin migren olduğunu belirterek, uzun  süre geçmeyen şiddetli baş ağrısının kişinin sosyal yaşamdan kopmasına yol açan  ciddi bir sağlık sorunu olduğunu söyledi.

Migrenin kadınlarda erkeklerden daha fazla görüldüğünü belirten  Erdemoğlu, "Hormonal ve genetik değişikliklerin ve bunların beyin biyokimyası  üzerindeki etkilerinin sonucu olarak migren, kadınlarda erkeklerden daha fazla  görülür" dedi.

Erdemoğlu, özellikle çalışan kadınların migren konusunda bilinçli  olması gerektiğinin altını çizdi. Hastaların büyük kısmının migren olduğunun  farkında olmadığını vurgulayan Erdemoğlu, "Her dört kadından birinin migren  hastası olduğu ülkemizde, çalışma ve ev hayatının günlük yaşantıda neden olduğu  değişiklikler, uyku problemleri, düzenli yemek alışkanlığının olmayışı ve iş  hayatındaki gerilimler, çalışan kadınlarda migren atağı için daha uygun bir ortam  sağlayabiliyor" diye konuştu. 

Erdemoğlu, kadınların baş ağrılarında genellikle hormonal değişimlerin  etkili olduğunu ifade ederek, kadınlarda östrojen düzeylerinin migren oluşumu  üzerinde belirleyici bir faktör olduğunu belirtti.

"Düşük östrojen seviyesi baş ağrısına yol açıyor" 

Özellikle adet döngüsünde gerçekleşen hormonal değişimlerin, doğum  kontrol hapı kullanımının, hamileliğin ilk üç ayında hormonlarda görülen  değişikliklerin ya da menopoz döneminde dış kökenli östrojen kullanımının en sık  görülen hormonal nedenli başağrıları olduğuna dikkati çeken Erdemoğlu, "Adet  döngüsünü düzenlemede ve hamilelikte önemli roller oynayan östrojen ve  progesteron hormonları, beyinde baş ağrısını tetikleyen bazı kimyasallara etki  edebilmektedir" diye konuştu.

Erdemoğlu, yüksek östrojen seviyesinin baş ağrılarına iyi gelirken,  düşük östrojen seviyesinin baş ağrısına yol açtığını vurgulayarak, "Adetten önce  östrojen seviyenizdeki düşüş baş ağrılarına yol açabilir. Başağrıları, adet  öncesi sendromunun yaygın bir özelliğidir" bilgisini verdi.

"Ergenlik sonrasında migren hastalarının dörtte üçü kadındır" 

Ergenliğe kadar migren istatistiklerinin, kızlar ile erkekler arasında  düşük bir fark ortaya koyduğuna işaret eden Erdemoğlu, "Okul çağı çocuklarının  yüzde 10'u migrenden yakınır. Ergenlik sonrasında migren hastalarının dörtte üçü  kadındır. Kadınların menopoza girmelerinin daha muhtemel olduğu 50 yaş üzerinde  bu ayrım daha eşit bir hale gelir" açıklamasında bulundu.

Tedavide ilk adım başağrısı günlüğü 

Erdemoğlu, bazı kadınların ilk defa doğum kontrol hapı ya da diğer  hormonal doğum kontrol yöntemlerini kullanmaya başladıklarında baş ağrısı  çekebildiğini, baş ağrısı şikayetinin menopoza geçiş yıllarında sıklaştığını ve  şiddetlendiğini, hormonal faktörlerin olumsuz etki yapabildiğini söyledi.

Hamilelik döneminde baş ağrıları için ilaç dışı tedavilerin tercih  edilmesi gerektiği uyarısında bulunan Erdemoğlu, emzirme döneminde de ilaç  kullanımında dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

Migren tedavisinde ilk adımın başağrısı günlüğünün tutulması olduğunu  dile getiren Erdemoğlu, şunları kaydetti:  "Bu günlüğü tutmak ile hasta adet döngüsü +ile baş ağrısı arasındaki  zamansal ilişkiyi daha iyi anlaşılır. Adet dönemi migren tedavisi; atak tedavisi,  kısa dönem koruyucu tedavi ve kesintisiz koruyucu tedavi olmak üzere başlıca 3  grupta toplanır. Koruyucu tedavi için 'hormonal tedavi' ile östrojen hormonu  dalgalanmaları engellenebilmektedir. Vücuda östrojen hormonu verilmesi ile vücut  hormon yapımını durdurmakta ve bu şekilde sadece dışarıdan verilen hormonun  etkisinde kalınmakta ve dalgalanma da durmaktadır. Hormonal tedavi 35 yaş üzeri  ve sigara içen kadınlarda dikkatli kullanılmalıdır. Östrojenin bazı kanser  tiplerini tetikleyebileceği de unutulmamalıdır.

Migren bulunan kadınların oldukça büyük bir kısmı depresyondadır.  Depresyonun migren gelişim riskini ve migren de depresyon riskini artırmaktadır."